18 Nisan 2024 Perşembe

HALKI DİNLEMEK

HALKI DİNLEMEK

Bildiğiniz gibi 31 Mart'ta halk yerel seçimler için sandığa gitti...

Bu seçimlerde hepimizin malumu Akparti 23 yıl aradan sonra ilk defa bu kadar ağır bir yenilgi aldı.

Tabiri caizse halktan adeta okkalı bir tokat yedi, tabi ilk günlerde bu tokatın şaşkınlığı karşısında, suçlu ve suçlular aranmaya çalışıldı. 

Ayrıca;

hemen akabinde de,

Sn. C.Başkanı sorumluları bulmak ve sorunların tespiti için sahaya inecez diye açıklamalarda bulundu.

Fakat nafile ve boşuna bir arayışın olduğu daha ilk günlerde belliydi.

Çünkü? 

Asıl sorunun Akparti yönetiminin yanlış politikalarından kaynaklandığı ve Akparti'nin hemen hemen tüm bireylerinin, bu hezimette payı olduğu apacık ortadaydı.

Bu vesileyle, bu seçim neden kaybedildi?

Asıl sorun nereden kaynaklandı?

Halkın içinde ve halktan biri olarak açık ve net bir şekilde, bunun sebeplerini sizlere başlıklar halinde aktarmak istiyorum....

Bu halk size;

Kadının beyanı esastır ve süresiz nafaka gibi feminist politik yaklaşımlar yanlıştır, ülkenin en önemli temel taşı olan aile kurumu dağılıyor dedi, DİNLEMEDİNİZ....................

Bu halk size;

Mülakatı kaldırın, kurmaylarınız yüksek puan alan kişilerin yerine, düşük puan alan, liyakatsız kendi yandaş ve akrabalarını kurumlara yerleştiriyor.

Bu vesileyle gençlerin emekleri, hayalleri ve en önemliside geleceği çalınıyor dedi, DİNLEMEDİNİZ.....................

Bu halk size;

Başta çocuklar olmak üzere bir çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olan sokak köpekleri sorununu çözün, vatandaş sokaklara çıkamıyor, can güvenliği kalmadı, insanları köpek lobisine ve mama fabrikalarına kurban etmeyin dedi, DİNLEMEDİNİZ .....................

Bu halk size;

C.B. Sarayın giderleri çok fazla, ayrıca makam araçları, uçak sayıları ve binlerce gereksiz danışman ve koruma ordusu fuzulidir, yetimin, garip ve gurabanın hakkı var, israf yapmayın haramdır dedi, DİNLEMEDİNİZ.................

Bu halk size;

Cami'lere siyaset karıştırmayın ve din adamlarından elinizi çekin,  bu yanlış tutumunuz halkı, özellikle de gençleri İslamiyetten ve Cami'lerden sağutuyor, bırakın imamlar hutbelerini kendileri okusun dedi, DİNLEMEDİNİZ.....................

Bu halk size;

Sayıları beş milyonu bulan ve bu halkın sırtında kambur ve yük olan Süriye'li mültecileri yıllardır din kardeşi ve misafirlerimiz diyerek barındırdınız, artık yeter misafirlikte kardeşlikte bir yere kadar bu yükü ülke olarak taşıyamıyoruz  geri gönderin dedi, DİNLEMEDİNİZ......................

Bu halk size;

Zebze ve meyve fiyatlarında tarla ile market arasında uçurum var, hükümet olarak bunu önleyin, aradaki bu tekelci, rantçı ve bu fırsatçıları engelleyin, bu işler marketlere zabıta göndererek ve sembolik cezalar keserek  önlenemez dedi, DİNLEMEDINİZ.....................

Bu halk size;

Ülkenin her köşesine Üniversite açmak marifet değil, bakın ortalıkta binlerce pisikolojisi bozulmuş işsiz üniversite mezunu genç var, piyasada çalıştıracak personel bulamayan bir çok özel sektör ve fabrikalara da eleman gerekli bu yönde çalışmalar yapın dedi, DİNLEMEDİNİZ....................

Bu halk size;

Ülke de sadece beş firma yok!  Bir çok ihaleyi ısmarlama ve özel teklifle verdiğiniz yandaş beşli firma yaklaşımı yanlıştır, kul hakkına giriyorsunuz, devletin lehine olan başka firmalara da teklif verme fırsatı verin dedi, DİNLEMEDİNİZ......................

Bu halk size;

Hakimlerin ve savcıların üzerinde kurmuş olduğunuz baskıyı kaldırın,  kişiden veya kurumdan yana değil, bırakın mahkemelerde hukuktan ve adaletten yana karar versinler dedi, DİNLEMEDİNİZ .....................

Bu halk size;

Ortalıkta binlerce üniversite mezunu işsiz genç varken, bir den çok  kurumda görev vererek, huzur hakkı adı altında, çoklu maaş almalarını sağladığınız kurmaylarınızın yerine, bu gençlere istihtam sağlayın dedi, DİNLEMEDİNİZ ....................

Bu halk size;

Seçim mitinglerinde alanları dolu göstermek için bu halkın parasını heba ederek, başka il ve ilçelerden partili taşımayın, daha doğrusu yıllar önce iletişimin olmadığı zamanlarda yapılan seçim mitingleri artık gereksiz, insanları koyun misali alanlara doldurmayın dedi, DİNLEMEDİNİZ....................

Bu halk size;

Emeklilerin 25 yıllık çalışmalarının ve emeklerinin karşılığı sadaka gibi verdiğiniz, askari ücretin bile çok altında olan, böylesi bir düşük maaşı bu emektarlara  reva göremezsiniz dedi, DİNLEMEDİNİZ.................

Bu halk size;

Bin bir emekle kurulan ve bu devletin ve halkın malı olan başta şeker fabrikaları olmak üzere, bu işletmeleri satmayın, aksine daha çok fabrika kurun, istihtama ön ayak olun,

İnsanları gözü doymayan holding sahiplerinin ve yabancı sermaye güçlerinin insiyatifine bırakmayın dedi, DİNLEMEDİNİZ....................

Bu halk size;

Vatandaşa hiç bir faydası olmayan Vakıf, dernek, cemaat ve tarikatlara yapılan yardım ve ödemeleri kesin ve ayrıca

yüksek fiyatlarla kiralanan devlet binası uygulamasından vaz geçin dedi,

DİNLEMEDİNİZ......................

Bu halk size;

Millet vekili,

makam araçlarının,

yüzlerce danışmanların sayısını düşürün,

Mahalle muhtarlıklarını kaldırın,

Motorcuyu, topçuyu ve 18 yaşanda çocukları millet vekili yapmayın,

Kodaman firmaların ve spor kluplerinin vergi borçlarını silmekten vaz geçin,

Yandaş firmalara verdiğiniz yap, işlet, devret uygulaması yanlış,

Kur korumalı mevduat hesabı bütçeye ek yük kaldırın, dedi, DİNLEMEDİNİZ.....................

Aslına bakarsanız bu halk size çok şey dedi de, fakat siz dinlemediniz........................

Ne yazık ki iktidarın sağladığı mevki, makam ve güç hırsı sizleri halktan kopararak kör ve sağır yapmıştır ve ne yaparsak yapalım, nasılsa yıllardır kazanıyoruz rahatlığı ve bu rahatlığın neticesinde gelen yanlış ve hatalar size kaybettirdi, bu sebeple sorunu ne sahalarda ne de başka yerlerde aramaya gerek yok,

Kendi düşen ağlamaz misali,

Asıl bu sorunu siz yarattınız ve siz kaybettiniz.................

SELAM VE DUA İLE........

18 Mart 2024 Pazartesi

Arvas: Belediye tüm kesimlere açık olacak, herkesin Başkanı olacağım

Arvas: Belediye tüm kesimlere açık olacak, herkesin Başkanı olacağım

AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdulahat Arvas, “Bugün CHP’nin Kürtlere bazen şirin görünmesinin tek nedeni Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır. Açık veya gizli yaptıkları ittifaklar ile Kürtleri koltuk değneği olarak görüyorlar veya Kürt karşıtlığı üzerinden oy istiyorlar” dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdulahat Arvas, yaklaşan Mahalli İdareler Seçimi öncesi yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Hane, esnaf ziyaretleri sürdüren Arvas, öte yandan ilçelerde seçim irtibat bürolarının açılışına katılarak vatandaşlarla bir araya geliyor.

“KÜRTLERİ ÖTEKİLEŞTİREN CHP’YE GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
Başkan adayı Arvas, herkese kapılarının açık olduğunu söyledi. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini belirten Arvas, “Bu topraklarda yaşayan herkese her zaman kapımız açık olacaktır. Başkaları gibi hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bu bizim hayat felsefemiz ve siyasetteki en temel ilkemizdir. Afyonda, CHP adayı seçim vaadi olarak,  Kürtleri Belediyeye almayacağının sözünü vererek vatandaştan oy istiyor. Bu ayrıştırıcı ve ötekileştirici söylemlere rağmen DEM Partinin yöneticileri bu söylenileni unutturmak için susuyorlar. Toplumu ayrıştıran, ötekileştiren bu milletin milli ve manevi değerlerine yıllarca zarar veren, geçmişte ret, inkâr ve asimilasyon politikaları ile Kürtleri yok sayan CHP toplumu germeye çalışıyor. Birlik ve beraberliğimize kast eden, birlikte yaşama kültürümüzü yok etmeye çalışan, farklılıklarımızı kaşıyan, Kürtleri ötekileştiren CHP’ye geçit vermeyeceğiz” dedi. 

“KÜRTLERİ KOLTUK DEĞNEĞİ OLARAK GÖRÜYORLAR”
CHP’nin Kürtlere yönelik politikasını eleştiren Arvas, şu ifadelere yer verdi: “Yıllardır uyguladıkları politikalarla toplumu ayrıştıran, vatandaşa tepeden bakan, Türkiye’nin farklılıklarını tehdit olarak algılayan, kendilerinden olmayanı ötekileştiren, yasakların partisi CHP'nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı DEM Parti'yi hedef alarak DEM partiye oy verenleri kapıdan içeri almayacağını söylüyor. CHP’nin Genel Başkanı ve İstanbul adayı İmamoğlu, ittifak bozulacak korkusuyla, Kürtler oy vermez endişesiyle bu zehirli dili can havliyle yumuşatmaya çalıştı. Ama nafile CHP adayı bu tutumundan vazgeçmedi. Asla vazgeçmezler. Bugün CHP’nin Kürtlere bazen şirin görünmesinin tek nedeni Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır. Açık veya gizli yaptıkları ittifaklar ile Kürtleri koltuk değneği olarak görüyorlar veya Kürt karşıtlığı üzerinden oy istiyorlar”

“AK PARTİ’YLE BİRLİKTE RET, İNKÂR VE ASİMİLASYON POLİTİKALARI BİTMİŞTİR”
Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarının AK Parti döneminde bittiğini aktaran Arvas, “Cumhuriyet tarihi boyunca CHP zihniyetinin ürettiği irtica ve bölücülük gibi tehditler ile vesayeti koruma siyaseti AK Parti döneminde sekteye uğratmıştır. CHP zihniyetinin Kürtlere yönelik ortaya koyduğu baskı ve hak mahrumiyeti bu dönemde son bulmuştur. AK Parti’yle birlikte ret, inkâr ve asimilasyon politikaları bitmiştir. Kürtçe ile ilgili yasaklar ve eğitimin önündeki engeller bu dönemde kalmıştır. Kürtler artık her alanda kendini daha özgür ifade edebiliyor. Şimdi geleceğimize umutla bakabiliyorsak bu AK Parti'nin yaptığı sessiz devrimler sayesinde olmuştur” şeklinde konuştu.

“BELEDİYE TÜM KESİMLERE AÇIK OLACAK”
Tek gayelerinin şehrin sorunları olduğunu kaydeden Arvas, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Seçmenler hiç bir partinin tapulu malı değildir. DEM partinin seçmeni de yaşananları görüyor ve takip ediyor. Biz siyaseten lisan-ı münasip ile hak edene had bildireceğiz, ama kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Belediye tüm kesimlere açık olacak, herkesin Başkanı olacağım. Bizim tek gayemiz şehrimizdir. Hemşerilerimizin refahı, gençlerimizin istihdamı, şehrimizin kalkınması bizim önceliğimizdir. Bu anlayışa projelerimizi açıkladık, bunları gerçekleştirmek için tüm hemşerilerimizin desteğini ve duasını istiyoruz”

12 Mart 2024 Salı

Yeniden Refah Partisi genel Başkanı Fatih Erbakan Van'a geliyor.

Yeniden Refah Partisi genel Başkanı Fatih Erbakan Van'a geliyor. 


Van'da bir takım programlara katılacak olan Genel Başkan Fatih Erbakan 16 mart 2024 saat 13'te Van Beşyol meydanında miting yapacak. Genel başkanın gelişini İpekyolu Belediye başkan adayı Mehmet Bilici sosyal medya hesaplarında duyurdu.

10 Mart 2024 Pazar

Bilici, İslam aleminin Ramazan-ı Şerif'ini kutladı.

Yeniden Refah Partisi Van İpekyolu Belediye Başkan Adayı Öğretim görevlisi Mehmet Bilici, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla tüm İslam aleminin Ramazan-ı Şerif'ini kutladı. 

İslam alemi için hoşgörü ve huzur ayı olan Ramazan ayı bu gece başlıyor. İslam alemi için kutsal olan bu ayda Müslümanlar farz kılınan oruç ibadetini yerine getirecekler.

Van İpekyolu İlçe Belediye Başkan adayı Bilici,mesajında; Ramazan ayına kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

Bilici; "Toplum hayatında huzur, yardımlaşma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşandığı af, mağfiret ve bereket ayı olan Ramazan ayına kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Ramazan ayı, dargınlıkların unutulduğu, küskünlüklerin sona erdiği, kardeşlik duygularının pekiştirildiği günlerdir. Ramazan Ayı, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ilk ve son ayetlerinin yeryüzüne indiği dolu bir aydır. Ramazan Ayına girmemiz vesilesiyle rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı bu ayda, tüm İslam aleminin Ramazan-ı Şerifini en içten duygularımla kutluyor, bu mübarek ayın ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.

NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN’E SELAM OLSUN. İSRAİL’LE TİCARET FİLİSTİN'E İHANETTİR.

NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN’E SELAM OLSUN. 
İSRAİL’LE TİCARET FİLİSTİN'E İHANETTİR.







.
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımın 156. günündeyiz. Filistin’de işgal ve katliamlar dün başlamadı, neredeyse yüz yıldır devam ediyor. Gazze, 17 yıldır etrafı duvarlarla örülü, kuşatma altında tutulan bir toplama kampı. İsrail ve onun batılı destekçileri Gazze'de 5 aydır eşi benzeri görülmemiş bir soykırım uyguluyor.
Tarihte belki de ilk kez bir soykırım, bizzat soykırıma uğrayan insanların kameralarından tüm dünyanın gözü önünde canlı canlı seyrediliyor. Haklar, hukuklar, iyi ve güzel olan ne varsa bombalanıyor, yağmalanıyor, katlediliyor, yerle yeksan ediliyor. Çok açık ve ağır savaş suçları her gün işlenmeye devam ediliyor. Durum o denli vahim ki İsrail, Birleşmiş Milletler'in yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’nda sanık sandalyesinde ve soykırım suçu işlemekten ötürü yargılanıyor. İsrail buna rağmen insanları katletmeye, hız kesmeden devam ediyor.
İsrail, insanlıktan nasibini almamış ve insanlığa karşı işlenebilecek her türlü suçu işlemiş vahşi bir terör örgütüdür, eli kanlı seri katiller tarafından yönetilmektedir. Filistin tüm insanlığın önünde soykırama uğrarken  Dünya ve Müslümanlar sadece kınama yapmaktadır. 
Bugün, Türkiye'nin neredeyse tüm   şehirlerinde, burada olduğu gibi haktan, adaletten, özgürlükten, insanlık onurundan, mazlum Filistin ve Gazze halkından yana olanlar olarak toplanmış bulunuyoruz. Amacımız çok açık, çağrımız çok nettir. Türkiye'yi yöneten iktidar tavır değiştirmeli ve sadece lafta kalmayan, sözde değil özde soykırıma karşı olmalı ve Filistin halkının yanında durmalıdır. Artık slogan söylemler bir tarafa bırakılmalı ve İsrail’i besleyen Gazze’deki katliamın yerli işbirlikçileri ve onları kollayanlar açığa çıkarılarak durdurulmalıdır. 
İsrail barbarlığı, işgali, soykırımı engellenemiyorsa hiç olmazsa İsrail’le tüm ilişkiler resmen ve fiilen kesilmelidir. Sınırlar, limanlar, hava sahası Siyonist rejime kapatılmalıdır. Aksi durum, 6 aydır içeriden net bir şekilde görüldüğü gibi insanlığa karşı işlenmiş en ağır suça, soykırım suçuna ortaklıktır; bu ağır bir utanç, günah ve vebaldir. Bilinmelidir ki biz buna razı değiliz.                 
Burada şu gerçekle artık yüzleşmeliyiz: Türkiye insani yardım olarak Filistin’e yardım gönderen en büyük 3 ülkeden biri. Türkiye halkının bu yardımseverliği takdire şayandır.  Yalınız bu bizi Allah’a hesap vermekten kurtarmaz. Ülke olarak bu soykırım sürecinin bir parçası, destekçisi ya da en hafif tabirle seyircisi olmamak için atılması gereken âcil ve somut adımlar tüm açıklığıyla önümüzde durmaktadır. Ne var ki bugüne kadar bu doğrultuda slogandan öte hiçbir somut adım atılmadı..
Evet, “İsrail’le ticaret, Filistin’e  ihanettir!” diyoruz. 
Buradan, “Hiçbir istisna koymadan söylüyoruz: Gazze’deki zulmü durdurmak için elimizdeki tüm imkânları kullanacağız!” diyen cumhurbaşkanına ve iktidar sahiplerine sesleniyoruz. Türkiye’nin soykırıma karşı -gecikmeli de olsa- Gazze’nin yanında durabilmesi için acilen atılması gereken net somut adımlar derhâl uygulanmalıdır! Beş aydır seyrettiğiniz soykırımı engellemek için somut adımlar atın! İhanete varan ticareti, soykırımdan rant koparıp servet büyütenleri, bunlara göz yuman muktedirleri artık biz seyretmeyeceğiz! 
Çağrımız çok açık: Acil bir eylem planı derhâl devreye girsin! Ya Gazze için slogan atmayı bırakıp bu utançla susun, ya da gerçek adımlar atın! 
İnsanlığa karşı savaş açmış ve soykırım suçuyla damgalanmış İsrail'in karşısında ve mazlum Filistin halkı ile dayanışma içerisinde gerçekten yer alıyorsanız şu üç maddelik eylem plânını hemen uygulayın: 
İlk olarak, İnsani yardımların İsrail'in kontrolüne ve kısıtlamasına tâbi olmadan Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli düzeyde ulaştırılması için her yola başvurulmalıdır. 
Savaşın başından beri İsrail gıda, su, elektik, sağlık hizmetleri gibi temel insani ihtiyaçlardan Gazze halkını mahrum bırakarak bunları soykırımın araçları olarak kullanıyor. Gazze’den, açlıktan ölen insanların haberleri geliyor; dehşet verici, vahim bir süreç yaşanıyor. İnsan idrakinin kabul edemeyeceği bir insani kriz, bir vahşetle karşı karşıyayız.
29 Şubat sabahı, uzun zamandır yardım girmeyen Gazze’nin kuzeyine sınırlı sayıda yardım tırı giriş yaptı. Tırlardan yardım almak üzere hareket eden binlerce insan, İsrail’in keskin nişancılarının ve bombalarının hedefi oldu. Yani açlıktan ölme sınırına gelen binlerce insan, yiyeceğe ulaşma umuduyla sokağa çıktığında İsrail, insanlıkla dalga geçercesine bir katliam daha gerçekleştirdi. 
Bu noktada Türkiye’ye düşen sorumluluk tüm uluslararası mekanizmaları harekete geçirerek, İsrail’i bu savaş suçundan vazgeçmeye mecbur bırakacak baskıyı bir an önce oluşturmaktır. Gazze’nin her bölgesine yeterli düzeyde gıda ve sağlık malzemesinin kesintisiz şekilde ulaşması, hastanelerin ve gündelik hayatta pek çok alanın temel ihtiyacı olan elektriğin sağlanması için tüm yollar zorlanmalıdır..
İkinci adım olarak, İsrail’e en geniş ve etkili bir şekilde boykot, tecrit ve yaptırımlar uygulanmalıdır. Türkiye'nin sınırları, limanları, hava sahası siyonizme, savaş suçlusu, işgalci ve soykırımcı terör devleti İsrail'e ve işbirlikçi ABD’ye tümüyle kapatılmalıdır. 
Bu çağrının en somut, acil karşılığı Türkiye’den İsrail’e tüm sevkiyatların tamamen durdurulmasıdır.
İsrail’le ticaret aktif olarak devam ediyor. İsrail Tarım Bakanlığının verilerine göre savaş boyunca İsrail’e en çok sebze-meyve ihracatı yapan ülke maalesef Türkiye. Başka bir deyişle Gazze’de bebekler açlıktan ölürken, onları öldüren İsrail’in sebze-meyve alanında en büyük tedarikçisi Türkiye’dir! 
Ne yazık ki Türkiye’nin İsrail’le ticarette tek birinciliği bundan ibaret değil! İsrail’in en büyük çelik tedarikçisi de Türkiye, en önemli çimento tedarikçisi de! 
İsrail’in en büyük petrol tedarikçisi ise kardeş ülke denilen Azerbaycan ve Kazakistan! Gelin görün ki bu petrol Bakü-Ceyhan boru hattından geçerek Ceyhan limanından, yani Türkiye üzerinden soykırımcı İsrail’e ulaştırılıyor. İsrail’deki yetkililer ve sermayedarlar bile şunu saklamıyor: İsrail’in gündelik düzenini, keyfini bozmadan katliamlarını devam ettirebilmesinde Türkiye’den yapılan sevkiyatlar hayati bir önem arz ediyor. 
Başka bir deyişle, Türkiye’den İsrail’e ticaret ve sevkiyatlar devam ederken Filistin’in yanında olduğunu söylemek, İsrail’i kınamak, Filistinlileri aşağılamaktan ve Türkiye halkını aptal yerine koymaktan başka bir anlam ifade etmiyor.
Türkiye’nin gerekli kararları alarak soykırım suçu işlemekte olan terör şebekesi İsrail'e yönelik ihracatı tamamen yasaklaması şarttır. Türkiye’nin egemenliği altında yer alan limanlardan doğrudan ya da dolaylı olarak İsrail’e sevkiyat yapılması açık bir şekilde yasaklanmalıdır. Çünkü normal bir devletten değil, tarihi işgal ve katliamlar, savaş suçları ile dolu ve son 5 aydır tüm dünyanın gözü önünde soykırım suçu işleyen, hak hukuk tanımaz, herhangi bir insani değer taşımayan bir terör örgütünden bahsediyoruz!
Türkiye’nin soykırımcı İsrail’in yanına ismini yazdırmasını istemiyorsak, soykırıma destek verenler olarak anılmaktan utanıyorsak bu tarihi sorumluluğu hepimiz üstlenmeliyiz!
Yoksul ve mazlum Yemen’in İsrail’e karşı gösterdiği cesaret hepimize örnek olmalıdır. Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken ve soykırım sürerken Türkiye’nin sebzesi ve meyvesi Siyonistleri besleyemez!
Üçüncü adım olarak ise, İsrail’i koruyan İncirlik askeri üssü ve Kürecik Radar üssü kapatılmalı, Batılı güçlerin ve özellikle Amerika’nın kullanımından tamamen arındırılmalıdır. 
Amerika ve NATO, açıkça bu soykırımda İsrail’in en büyük hamisi, savaşın finansörü ve soykırımın devamlılığını sağlayan suç ortaklarıdır. Türkiye bağımsız özgür bir ülkedir. Nato’nun emperyalist ABD’nin, İsrail’in destekçisi aşağılık batının tehditlerine boyun eğmemelidir. Filistin için gereken fedakarlığı ortaya koymalıdır.  
Şunu bir daha haykıralım: Gören gözler, duyan kulaklar için sınır çoktan aşıldı! Mazlumların çığlıkları yeri göğü inletti, artık söz vakti bitti! Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetlerinde görevli 25 yaşındaki Aaron Bushnell'in, Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde bedenini ateşe vererek soykırıma tepki olarak kendini feda etmesi bunu tüm dünyaya gösterdi. Bushnell, soykırımın en büyük ortağı olan Amerika’da “Artık bu soykırımın parçası olmayacağım!” diyerek “Özgür Filistin!” haykırışları içinde can verdi. 
Artık bekleme, geçiştirme, erteleme vakti bitmiştir. Reel siyaset, norm, normal olana dair her türlü sınırın aşıldığı bir felaketle karşı karşıyayız.
Tüm dünyanın şahit olduğu üzere soykırımcı İsrail’in hiçbir değeri ve sınırı yok! Bu işgalci, soykırımcı terör devleti ile bir diyalog üzerinden sonuç beklemek abesle iştigaldir. Hele ki sözlü kınamaların karşılık bulmasını beklemek açık bir acziyet göstergesidir. Bu acziyet bizi kahrediyor, utandırıyor. Bizler bu kadar aciz olamayız ve böylesi bir utanç içinde kalamayız!
Herkes bilsin ki bizim ve mazlum Gazze halkının bu talepleri bir an önce yerine getirilmediği takdirde eylemlerimiz tüm vicdanlı insanların katılımıyla büyüyerek devam edecektir! Bu yolda adım atmayan iktidar ve sermaye sahiplerinin keyfini kaçırmaktan, onlara karşı hakkı haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!
Savaş rantından beslenen kanlı sermayenin patronlarına sesleniyoruz: Artık rahat uyuyamayacaksınız. 
Gazze’de bebekler enerji yokluğundan hastanelerde ölürken İsrail’e elektrik satmaya devam eden Zorlu Holding!
Gazze her gün bombalanırken gemileriyle İsrail’in çeliğini gönderen, servetine servet katan İçdaş! 
Gazze’de on binlerce insan katledilirken Siyonistlerin uçağına, tankına yakıt taşıyan Socar!
Gazze’nin sokakları, mahalleleri ve şehirleri dümdüz edilirken limanlarından sevkiyata devam eden, İsrail’in çimentosunu sağlayan Limak ve Akçansa! 
Meydanlarda Filistin sloganları atarken arka kapıdan Siyonistlerin savaş pastasından rant kapanlar! Hepinizin rahatınızı bozacağız! 
Gemileri gönderen, limanları açık tutan, Siyonistleri besleyen damarları kollayanlar, artık saklanamayacaksınız!
Kuzuyu kurtla yiyip çobanla ağlayan; Filistin için slogan atıp İsrail ile iş tutanlar gizlenemeyeceksiniz!
İnşallah, yarın gireceğimiz mübarek Ramazan ayı zulme karşı direnenler için bir kurtuluş, hâlen zalimlerle ilişkilerini sürdürenler için ise bu suça ortak olmaktan vazgeçmek için ilahi bir fırsat olur. Bu rahmet ayına  girerken  uçaklardan atılan bir lokma ekmeğe insanları muhtaç edip sonra dünyaya iyilik meleği rolünü oynayan Başta Amerika olmak üzere batı dünyası ve zulme sessiz kalan İslam ülkeleri  bu suçun ortağıdır. 
Cemaleddin Afgani’nin söylediği gibi;  “Ey Müslümanlar! Siz insan değil de sinek olsaydınız vızıltınız İngilizler’in kulaklarını sağır ederdi! Ey Hintliler! Sizler su kaplumbağası olsaydınız İngiltere adasını yerinden söker denize batırırdınız!..” Öyleyse size ne oluyor ki bir avuç Yahudi zorbanın dibinde bükülüp kalmışsınız. Hiç mi Allah için bu zalimlere bir şamar vuracak bir Müslüman ülke çıkmayacak.
Son olarak şunu diyoruz ki;
Duyarsız kalma! Kanıksama! Normalleştirme! Boykota devam et. Mücadeleye devam et. Safını seç.  Bu cihadın bu mücadelenin bir parçasıyız. Ya düşmanımıza benzeyeceğiz yada izzet ve şerefi kuşanıp Mallarımızla, canlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında mücahedeye devam edeceğiz edeceğiz.
Öyleyse ey kardeşim! Direnişe ortak ol. Direnişin sesini yükselt. Allah’ın yardımı muhakkak direnenlerle beraberdir.
Direnen ve bu haklı mücadeleyi meydanlara taşıyan tüm vicdanlı insanları selamlıyoruz!
Duamız ve çabamız “Nehirden Denize Özgür Filistin”dir.
İsraille Ticaret Filistin'e İhanettir. 
Siyonistler Yenilecek, Direnen Filistin Kazanacak!
Van Filistin’e Destek Platformu

2 Mart 2024 Cumartesi

AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Arvas, basın mensuplarıyla bir araya geldi

AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Arvas, basın mensuplarıyla bir araya geldi









AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdulahat Arvas, kentte görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla buluştu. Arvas, “Birçok sorunumuz var. Kenti beraber yöneteceğiz. Sorunları tespit edip istişareyle çözüme kavuşturacağız” dedi.

Yerel seçimlere bir aydan kısa bir süre kala siyasi partilerin seçim çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdulahat Arvas da seçim çalışmaları kapsamında ilde görev yapan yerel ve ulusal basın mensupları ile bir araya geldi. Bir otelde yapılan kahvaltı programında basın mensuplarını ağırlayan Başkan Adayı Arvas, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalar ve belediye başkanı olması halinde yapmayı planladığı projeler hakkında açıklamalarda bulundu.

Programa AK Parti İl Başkanı Emre Güray, Başkan Yardımcısı Abdullah Çalım, İl Kadın Kolları Başkanı Havva Duran, İl Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Çalağan ile SKM Başkanı Abdulsamet Göl katıldı.

Başkan adayı Arvas, milletvekilliği döneminde Van merkez ve ilçelerden gelen hiçbir talep, sorun ve öneriye kayıtsız kalmadığını ifade etti. Aras, özellikle ilçelerdeki baraj problemine dikkat çekerek, "İki ayrı projeden bahsetmek istiyorum; 1969 Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü Van’da kuruldu. 1969’dan 2018’e kadar 53 yıldır yalnızca 6 tane gölet Van’a yapıldı. Bize verilen bilgiler doğrultusunda 4’ü ömrünü tamamlamıştı, 2 tanesi ise faal aktif devam ediyor. Biz 2018-2023 yılları arasında 3 vekil olarak mecliste 14 göleti programa aldık. 4-5 tanesi yapılıyor, 4-5 tanesi de ihale sürecinde. Ciddi bir su sorunu yaşıyoruz, malumunuz su sorunu var Van Gölü’nün çekilmesiyle ve kuraklığa karşı mücadelede mutlaka barajların ve göletlerin yapılması gerekiyor. 60 yıldır Çaldıran Ovasında hepimizin de bildiği üzere orada da baraja ihtiyaç var. Çubuklu Barajını da programa aldık, yarısı yapıldı yaz aylarında başlayacak, Muradiye’de de keza aynı şekilde baraj yapılacak. Bütün ilçelerle ilgili ne talep edildiyse bu taleplerle ilgili çalışmalarımız oldu. Yine 1970’li yıllarda bölge müdürlükleri ve müdürlükler Van’da kurulmuştu Van’da, biz yine 2018-2023 yıllarında 3 vekil olarak; 4 ayrı müdürlük Van’da kuruldu, bu müdürlüklerin iki tanesi yine aynı şekilde bölge müdürlükleri oldu. Bu kurulan müdürlüklerden biri; Labaratuvar Şube Müdürlüğü kurdurduk, diğeri ise Hayvan İthalat ve İhracatında Şube Müdürlüğümüz yoktu onu da kurdurduk, Toprak Mahsulleri Ofisimiz kapalıydı, biz onu ajans olarak kurduk tekrar sonra da müdürlüğe çevirdik. Bir de 30 bin ton lisanslı depoculuk kurdurduk özel bir firma tarafından. Böylece vatandaşımızın buğday, arpa, mısır ihtiyacı olduğunda temin edebilecek. Bizler tarım ve hayvancılık bölgesiyiz, sanayicilik yeni yeni gelişiyor. Tarımla ilgili sigorta olmadığı için en yakın yer Erzurum’da vardı. TARSİM Bölge Müdürlüğü’nü kurduk Van, Hakkari, Muş ve Bitlis’e hizmet veriyor. Açılışını yaptığımız en önemli kuruluşlardan biri Tarımsal Araştırma Enstitüsü oldu bununla da üniversite ile beraber çalışıyor, 7 dalda araştırma yapacak, bu çok bilinmedi ama yine Van, Hakkari, Bitlis ve Muş bölgesinde faaliyet gösterecek. Gen üzerine çalışmalar yürütecek, tohumlar böylece daha da verimli olmasına olanak sağlayacak çalışmalar, aromatik bitkiler, su ürünleri, hayvancılık, tarım, yem bitkileri. Bu kuruluş Türkiye’de 48 ilde vardı Van’da yoktu bizler onu kurduk, 49’unu Van’da kurduk, 30’a yakın teknik eleman çalışacak, bu teknik elemanlarla üniversite el ele verecek." dedi.

Arvas, AK Parti’nin belediyeleri kazanması halinde sorunların çözüleceğin, vatandaşların da esnafların da kazançlı çıkacağını belirterek şu ifadelere yer verdi: 
"Bağımlı olan gençlerin tedavisine olanak sağlayacak iki kuruluş kurduk; biri AMATEM diğeri ise ÇAMATEM her ikisi de faaliyet veriyor şu an. Beş tane hastanemiz programa alındı. Van’a beş tane hastane yapılıyor, Erciş’e 150 yataklı ek bina yapılıyor, Muradiye’de yataklı hastane yapılıyor, bölge araştırma hastanemizin yanında 850 yataklı bir hastane yapılıyor, Tuşba’da 150 yataklı hastane yapılıyor, İpekyolu’nda 200 yataklı hastane yapılıyor. Van’ın ne ihtiyacı varsa vekillik sürecimizde mücadelemizi verdik. İran’a ticaretimiz var bunu da geliştireceğiz, geçen yıl 800 bin turist gelmişti, bunu 1 milyon 2 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Böylece hem esnaf hem de turizm kazanacak. Birçok sorunumuz var. Kenti beraber yöneteceğiz. Sorunları tespit edip istişareyle çözüme kavuşturacağız. Eser ve hizmet siyaseti yapacağız. Projelere mimar olacağız. Kazanmak istiyorum. Milletin teveccühü ile seçilmek istiyorum. Partimize, milletimize layık olmaya çalışıyorum. Kazanacağıma inanıyorum. Artık halk bıktı. Halk şehrin gelişmesini istiyor. Şehir gelişmezse kimse kazanamaz. Otogar, çevreyolu, sebze hali belediyenin işi. Eğer kazanırsak ricacı değil icracı olacağız. Şehirlerimize sahip çıkacağız."

Konuşmaların ardından program soru-cevap kısmıyla son buldu.

1 Mart 2024 Cuma

Van Edremit'ti Uçuracak Birbirinden Değerli Projeleri…

Van Edremit'ti Uçuracak Birbirinden Değerli Projeleri…


Van'ın Edremit ilçe Belediye Başkanı İsmail Say, hayata geçireceği projeleri Kamuoyuna ve vatandaşlarla paylaşmaya devam ediyor.

Projeler kapsamında yapılacak olan yatırım, istihdam ve kalkınma hamleleri hemşerileri tarafından dikkatle takip edilerek büyük beğeni topluyor. Başkan Say gittiği yerlerde bu projelerini vatandaşla anlatmaya karşılıklı hasbihaller etmeye ilçeye bir çivi daha nasıl fazla çakarız onun derdinde olmaya devam ediyor.

HALKI DİNLEMEK

HALKI DİNLEMEK Bildiğiniz gibi 31 Mart'ta halk yerel seçimler için sandığa gitti... Bu seçimlerde hepimizin malumu Akparti 23 yıl aradan...